Sarıkeçililer ile Bir Saha Çalışması Güncesi

  • Blog

Yeni saha çalışmamızda Sarıkeçililer özelinde Türkiye’de sürdürülen göçebe hayvancılığın rotalarını belirlemek, topluluğun geleneksel ekolojik bilgisine dair veriler toplamak ve bu yaşam ve üretim biçiminin ekolojik değerler çerçevesinde üretim ve tüketim mekanizmalarını anlamak için yola düştük!

Saha çalışmamızın ilk gününde yaptığımız görüşmeler sırasında dile getirilen en önemli konulardan biri göçebe hayvancılık usulüyle yetiştirilen hayvanların kapalı, endüstriyel sistemler bünyesinde yetiştirilmesi ihtimalinde yıllık yem tüketimlerinin ne kadar fazla olacağıydı. Eğer açık alanlarda otlamazlarsa -ki bu mümkün değil, hayvan durmuyor! - 200 başlık bir keçi sürüsü için yılda yaklaşık 182,5 ton yem gerekli olacaktı!

Göçebe hayvancılık doğaya yük oluşturmadan, hayvanların karbon ayak izi çok yüksek olan yemler yerine açık alanlarda doğal bitkiler ile beslenmesine bağlı üretim biçimiyle binlerce yıldır yaşamaya devam ediyor.

Görüşmelerimiz esnasında konuştuğumuz konulardan bir kısmı da göçebe hayvancıların canlı hayvan, kıl ve yün satış usulleri, bunların yeni yöntemler ve teknolojilerle desteklenip desteklenmediğini araştırmaya yönelikti.

Bu noktada Geççi deneyimi yenilikçi, sürdürülebilir ve topluluk temelli sosyal bir işletme modeli olarak öne çıkıyor. Geççi topluluğun üretimlerini aracısız bir şekilde ve ekolojik yöntemlerle son tüketiciye ulaştırıyor.

Sarıkeçililer diğer yandan enerji üretimi için güneş paneli, birbirleri ile alan kullanımına ilişkin bilgi paylaşımı ve istişare için akıllı telefon gibi yeni teknolojileri de aktif olarak kullanıyor.

Kışlarını Mersin bölgesinde geçiren göçebe hayvancılar bahar göçüne genellikle nisan ayı sonunda başlıyor. 30-40 günü yolda geçirip sonunda yaz yurduna varıyorlar. Eylül ayı sonunda ise güz göçü zamanı geliyor ve Sarıkeçililer Kasım ayında buraya, kış yurtlarına dönüyorlar.

Göç sırasında yaklaşık 150 bin otobur hayvanın hareketliliğinin doğada birçok etkisi var. Buna kurt ve vaşak gibi yırtıcı hayvanların sürüleri takip etmesi de dahil! Görüşmelerimize topluluğun göç sırasındaki gözlemlerine olabildiğince yer vermeye çalışıyoruz ki onların geleneksel ekolojik bilgisini çalışmalarımıza yeterince yansıtabilelim.

Görüşmelerimizde konuştuklarımızın bir kısmı da hayvan sağlığı, gıda güvenliği ve bu gıdaların besin değeriyle ilgili.

Kapalı sistemlerin aksine, serbest otlama ile doğadan beslenen hayvanlara çok hasta olmadıkları sürece antibiyotik gibi ilaçlar verilmiyor. Yaralanmalar gibi vakalarda ise mümkünse ilk müdahale gelenekse yöntemler ile.

Hayvan refahı gözetilerek, anaç keçilerden süt sağımı ancak oğlaklar sütten kesildikten sonra kısa bir dönem için yapılıyor.

Otlaklara erişimde yaşanan zorluklar ve iklim krizi nedeniyle bu kısıtlı otlaklarda bitki örtüsünün yetersizliği Sarıkeçilileri oğlakların doğum dönemi olan kış aylarında yem desteğine zorluyor. Fakat bu yem kullanımı kapalı sistemlere göre neredeyse yok denecek bir oranda.

2021 yılında yaptığımız laboratuvar analizleri, Sarıkeçililerin doğada besledikleri hayvanların endüstriyel hayvancılıkta yetiştirilen hayvanlara göre birçok açıdan daha besleyici nitelikte olduğunu gösteriyor!

Saha güncemiz size geç ulaşıyor çünkü biz Sarıkeçililerle dağlardayız! Burada internet ve telefon nadiren çekiyor. Göçebe hayvancılar tarafından akıllı telefonların ve sosyal medyanın yaygın kullanılmasına rağmen; telekomünikasyon hizmetlerine erişimin zorluğundan dolayı teknoloji tabanlı inovatif araçların verimli kullanılması neredeyse imkansız. Temel hizmetlere erişimde yaşanan sıkıntılar bununla sınır değil; neredeyse her alanda geçerli; sağlık, eğitim gibi.

Bu listeye bir de suya erişimde yaşanan sıkıntıları ekleyebiliriz. İklim krizi nedeniyle yaşanan kuraklıkların etkisi, uygulanan yanlış politikalar ile iyice artıyor ve dahası kalan kısıtlı doğal su kaynakları madenler gibi başka kullanımlar için tahsis ediliyor. Bu durum Sarıkeçilileri suya erişmek için uzak mesafeler kat etmeye zorunlu kılıyor. Sarıkeçililer bulunduğumuz kışlak yurtlarına su getirebilmek için, haftada ortalama iki defa, uzak mesafede bulunan su kaynağına traktörleriyle giderek emek, zaman ve para harcamak zorundalar.

Sarıkeçililerin Mersin ili sınırları içerisinde kışlarını geçirdikleri Akdeniz kıyılarında gerçekleşen saha çalışmamızı tamamladık. Sarıkeçililerin geleneksel üretim biçimlerinin ekolojik ayak izini hesaplamak, ürünlerini sağlıklı ve güvenilir gıda sistemleri açısından değerlendirmek, göç rotalarını ve yurt kurdukları alanları vektörel olarak haritalamak, bunların yangın başta olmak üzere iklim krizinin sonuçlarına karşı nasıl bir rol oynadığını öğrenmek, kurt gibi yırtıcı türlerin yıl içerisinde 350 kilometreye ulaşabilen bu büyük otobur hareketliliğinden etkilenip etkilenmediğini araştırmak için 5 gün boyunca 14 çadırı ziyaret ettik. Saha çalışmamızı ortaklaşa yürüttüğümüz Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği’ne ve başkanı Pervin Savran’a, ve Geççi ile Oğuzhan Çoban’a şükranlarımızı sunuyoruz.

Kaynak: yolda.org.tr

İletişim

+ 90 530 707 93 85

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

E-Bülten

Bizi Takip Edin